TBMM Genel Kurulu’ndaki bütçe görüşmeleri sırasında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan “emeklilerin enflasyona ezdirilmediği” yönünde açıklamalar yaparken; Antalya’dan Ankara’ya seslerini duyurmak için gelen 75 yaşındaki emekli Mehmet Şerif Özdemir; “36 yıl 8 ay devlete fiilen hizmet vermişim, 657 devlet memuru olarak. Şu anda 11 bin lira aylık alıyorum. Sabahleyin, yatağımdan kalkmıyorum; acaba eşim benden para isteyecek mi, acaba bir şey isteyecek mi? O yatarken, ben evden gidiyorum. Eve gelmiyorum ki eşim benden para istemesin” dedi.
Emeklilerin gerçek maaşına “kök aylık” adı veriliyor. En düşük emekli kök maaşı 7 bin 324 TL. Bağ-Kur’luların en düşük emekli kök aylığıİSE 6 bin 558 TL – 5 bin 163 TL arasında değişiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan genel seçimlerden önce en düşük emekli maaşının 5 bin 500 TL’den 7 bin 500 TL’ye çıkarıldığını açıklamış aradaki farkın da hazine yardımışeklinde karşılanacağını belirtmişti. Düşük kalan emekli maaşına hükümet hazine desteğiyle ilave yapıyor. Buna rağmen en düşük emekli maaşıödemesi 7 bin 500 lira.
CUMHURBAŞKANLIĞI VE BAKANLIK “EMEKLİLERİMİZİ ENFLASYONA EZDİRMEDİK” DERKEN…
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, dün TBMM Genel Kurulu’nda, Cumhurbaşkanlığı bütçesinin görüşmeleri sırasında; “Çalışan ve emeklilerimizin aylıklarında ve ücretlerinde enflasyonun oldukça üzerinde reel artışlar ve iyileştirmeler yapılmıştır” dedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ise yine TBMM Genel Kurulu’nda, bakanlığın bütçesine ilişkin görüşmelerde Bakanlığının bütçe görüşmelerinde, “Ne çalışanlarımızı ne emeklilerimizi hiçbir zaman enflasyona ezdirmedik” demişti.
10 Aralık’ta Türkiye’nin birçok kentinden Ankara’ya gelerek miting yapan emekliler de seslerini iktidara sesini duyurmaya çalışmışlardı.
“36 YIL 8 AY DEVLETE HİZMET VERMİŞİM. 11 BİN LİRA MAAŞ…”
75 yaşındaki Mehmet Şerif Özdemir, o emeklilerden biri… Aldığı 11 bin lira maaşla geçinemediğini söyleyen Özdemir, ev sahibinin de evine “satılık” yazısı astığını söylüyor. Özdemir, hayatınışöyle anlatıyor:
“36 yıl 8 ay devlete fiilen hizmet vermişim. Şu anda ev sahibine, çoluk çocuk hiçbir şey yemeyeceğim, hepsini ev sahibime veriyorum. Kabul etmiyor, balkona asmış‘satılık’ diye. Gayesi beni çıkarıp; 20 milyara (20 bin liraya), 30 milyara (30 bin liraya) kiraya vermek. 75 yaşında bir vatandaşım. Bugün buraya açlığımdan gelmişim… Yoktur. Böyle bir sefaletin içinde, böyle bir zavallılığın içinde. Ama saraydaki günlük 10 bin lira, harcamasıdır… 36 yıl 8 ay devlete hizmet vermişim. 657 devlet memuru olarak. Şu anda 11 bin lira aylık alıyorum. Sabahleyin, yatağımdan kalkmıyorum; acaba eşim benden para isteyecek mi, acaba bir şey isteyecek mi? O yatarken, ben evden gidiyorum. Eve gelmiyorum ki eşim benden para istemesin.
Hırsızlık yapsan, içeri tıkar; perişan. Ne yapıyoruz… 75 yaşında bir insanım, burada ne işim var, niye geldim. Ben bugün sendikacıyım dediğim zaman başım tavana mı değiyor. Oradan buradan dilenerek gitmişiz, ekmeği başka bir yerden almışız, suyu başka bir yerden almışız. Bu şekilde buraya gelmişiz.
“CUMHURBAŞKANI, SENİN VİCDANIN NEREDE?”
İktidar duysa… Kendisi başka ev sahiplerine diyor ki, ‘vicdan var, vicdan.’ Senin vicdanın nerede? Cumhurbaşkanı, senin vicdanın nerede? Sen de vicdanından bana bir ses ver. Dokuz tane uçağın… Sen Suriyeliyi getir burada barındır. Ben 75 yaşındayım; askerlik de yapmışım, vergi de vermişim, memurluk da yapmışım… Ama bugün, halen sokaklardayım.”