Batı’nın Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Moskova’ya yönelik yaptırımları devam ederken, başta Almanya olmak üzere Avrupa Birliği’nden (AB) Rusya’ya sınırı olan ülkelere yapılan ihracatın bu yılın 10 ayındaki artışı dikkati çekiyor.
AB, savaş nedeniyle şimdiye kadar Rusya’ya yönelik 11 yaptırım paketi hayata geçirdi. Bu kapsamda Rusya’ya yönelik, ticaret, finans, petrol ve kömür de dahil enerji, sanayi, teknoloji, ulaşım, çift kullanımlı ve lüks ürünler ile altını da içeren geniş yelpazeye yayılmış kısıtlamalar uygulanıyor.
Söz konusu yaptırımlara karşın istatistiklere yansıyan rakamlar, başta Alman malları olmak üzere AB mallarının üçüncü ülkeler üzerinden Rusya’da hizmet sunmaya devam ettiğini gösteriyor.
Almanya Federal İstatistik Ofisi (Destatis) verilerine göre, Rusya-Ukrayna savaşından sonra Almanya’nın, Orta Asya ve Kafkasya’ya yönelik ihracatının azalmaya başladığına dair bir işaret görünmüyor.
Almanya’nın Kırgızistan’a ihracatı, ocak-ekimde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 180,1 artarak 590 milyon 872 bin avroya yükseldi.
Almanya’nın Rusya’ya dış satımının keskin şekilde düşmesine karşılık Rusya’ya komşu ülkelere ihracatının büyük artış kaydetmesinin, Moskova’nın Ukrayna’daki savaş nedeniyle uygulanan yaptırımları aşmasına yardımcı olduğu yönündeki endişeleri körüklüyor. Ticaretteki bu yükseliş, yaptırım uygulanan malların Rusya’ya ulaştığına yönelik endişeleri artırıyor.
Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) Başekonomisti Robin Brooks, 6 Aralık’ta, X platformundan yaptığı paylaşımda, Almanya’nın söz konusu ülkelere ihracatındaki artışı değerlendirdi.
Brooks, artışa ilişkin grafiğin yer aldığı paylaşımında, “Kırgızistan’ın Almanya’dan ithalat verilerine göre, Almanya’nın Kırgızistan’a yaptığı ihracatın yaklaşık yarısı Bişkek’te hiç görünmüyor. Yani Kırgızistan sadece faturada yazan yer. Mallar oraya hiç gitmiyor, Rusya’ya gidiyor. Almanya’nın Kırgızistan’a ihracatı durmalı.” ifadelerini kullandı.
Başka bir paylaşımında da Almanya’nın Kazakistan’a ihracatının ekim ayında keskin artış gösterdiğini vurgulayan Brooks, “(İhracat) Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin hemen ardından tekrar en yüksek seviyelerine yaklaştı. Almanya’nın ihracatı, Mart 2022’den itibaren keskin bir artış gösterdi. Bu da bu malların Rusya’ya gittiğini ve Kazakistan’ın sadece bir aracı olduğunu gösteriyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Başka bir paylaşımında Brooks, Almanya’nın Orta Asya’ya ihracatının Rusya-Ukrayna savaşından hemen sonra arttığını ve hala yüksek olduğunu belirterek, “Çoğunluğu otomobil ve otomobil parçaları olan bu malların Rusya’ya gittiğini bilmek için roket bilimci olmaya gerek yok. Bunun Almanya’nın çıkarına olmadığı çok açık. Putin’in Batı teknolojisine erişimini sağlar. Hiçbir kısa vadeli kar bu kadar değerli olamaz.” ifadelerini kullandı.
Brooks, “Hindistan’ın Almanya’ya petrol ürünleri ihracatı, Ocak-Temmuz 2022’de 37 milyon avrodan 2023’ün aynı döneminde 451 milyon avroya çıkarak yüzde 1127 oranında arttı. Almanya bu ürünleri Hindistan’dan daha yüksek maliyetle satın aldı ve çoğu durumda bunlar Rus ham maddelerinden üretildi.” açıklamasını paylaştı.
Birmingham Üniversitesi Uluslararası Politika Öğretim Üyesi Prof. Dr. Graham Timmins de Brooks’un bir iletisini paylaşarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Almanya, AB’nin Rusya ile stratejik ortaklığını teşvik etmekten diğer tüm devletlerden daha fazla sorumluydu ve Alman şirket çıkarları tartışmalı bir şekilde bunu baltalamak için en fazlasını yaptı. Şimdi Rusya’ya yönelik AB yaptırımlarının uygulanması söz konusu olduğunda da benzer bir tablo ortaya çıkıyor.”
“AB’nin Orta Asya ve Kafkasya’ya yaptığı ihracata ilişkin veriler çok çılgınca. Örneğin, AB’nin Ermenistan’a ihracatı, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden bu yana yüzde 200 arttı. Belli ki bu mallar Erivan’da kalmıyor, Moskova’ya gidiyor ve orada Putin’e yardımcı oluyor. AB, gerçekten de Putin’in hayalindeki düşman.
Öte yandan, Ermenistan, Belarus, Kazakistan ve Kırgızistan, Rusya ile gümrük birliği içinde yer alırken, bu durum, AB’den bu ülkelere giden malların daha fazla kontrol ve gümrük vergisi olmaksızın Rusya’ya yeniden satılabileceği anlamına geliyor.